Küçüktüm. Kendi başıma
markete gidip cici bebe alamayacak, kabus gördüğümde kendimi telkin edemeyecek,
ellerimi yıkamak için lavaboya uzanamayacak kadar küçüktüm.
18 Eylül 2018 Salı
8 Eylül 2018 Cumartesi
İç döküş
Zannediyorum ki bir kitabında, herhangi bir cümlenin son kelimeleriydi
Umay Umay’ın tüm yazılarımı özetleyen sözü.
“Çıkmayan sesim için yazıyorum”.
21 Haziran 2018 Perşembe
Aşkla aşka düşmek
Öyle bir şey ki,
ansızın çalıveriyor kapını, “hadi”
diyor, “hadi gidiyoruz”. Ne bir
şüphe hissediyorsun ne de bir korku, içindeki sese kulak veriyorsun. O da “git”
diyor sana, “git ki yaşa hayatı”. Zaten gidesin var, kapı çalındığı anda "bu o adam" diye hissetmişsin, gidiyorsun sende. Düşünmeden tutuyorsun
elini. Hem de aşkla.
Etiketler:
aşık olmak,
aşk,
evet,
ilişki,
Yazı Defterim
16 Haziran 2018 Cumartesi
Dedem gitti
28.05.18 saat 06:02
civarı anlamsız gelen bir çığlıkla açtım gözümü. “Yelda kalk” diyordu ablam,
“kalk” sesi titriyor kelimeleri zor çıkartıyordu dudaklarının arasından, “dedem gitti” anlamadığım bir şekilde
git gide kararıyordu dünyam. “Yelda kalk” dedi tekrar, “dedem öldü”.
7 Mayıs 2018 Pazartesi
Buruştum
Annem yüzmeyi öğrenmem
için beni kolluklarla havuzun ortasına attığında 3-4 yaşlarındaydım.
Çırpınıyordum. Biraz bağırmış, defalarca su yutmuştum. Annem müdahale etmemiş,
edilmesini de istememişti. Hatta babamın endişeyle bana doğru yönelmesine engel
olup, “öyle ya da böyle öğrenecek” demişti. Öyle de oldu.
10 Mart 2018 Cumartesi
Sevmeyi bileceksin
Artık anladım. Bir
kadını nasıl sevmesi gerektiğini bilmiyor bu adamlar. Hissetmenin, yaşayıp
yaşatabilmenin ne olduğundan haberleri yok. Öyle saç okşamanın, “aşkım” diye
hitap etmenin, iki yanağına dokunmanın yeterli olacağını sanıyorlar.
Yıl dönümünden doğum gününe bir demet çiçek alınca -ki o da akıllarına gelirse- övünüyorlar.
Oysa her şey sevmeyi bilmekte, yani yürekten yüreğe dokunabilmekte. İşte tam
olarak bunu anlamıyorlar.
4 Şubat 2018 Pazar
Vapurdaki bal arısı
Hafif yağmurlu ve
soğuk bir günde, Kadıköy sokaklarında insanlara çarpa çarpa vapura yetişebilmek
için koşuyordum. Şayet ayaklarım isyan ederse yetişemeyeceğimin de farkındaydım.
Çünkü dakiktir Beşiktaş vapuru, kalkacağı saatte kalkar. Bir de hangi saat
olursa olsun hep yolcusu boldur. İstanbullu için bir başkadır Beşiktaş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)