17 Ağustos 2016 Çarşamba

Yüreğime sığındım

Bazen nefes almak yorar seni. Her kafadan çıkan sesler beynini kemirir. Kendini dinlemek istersin. Bende sadece biraz uzaklaşıp suskunluğuma sığınmak istedim.
Bu yüzden yüreğime saklandım. En çok ona konuştum, ona anlattım, ona sustum, ona ağladım, ona bağırdım.. Kapattım kendimi uzunca bir süre. İnanmak istediğime inandım, kızmak istediğime kızdım ve ama her şeye güldüm. Dinmedi kahkahalarım, durmaksızın sırıttım. Bu yüzden kimse fark etmedi açık kalmış yaralarımı, tüm bu yaralara rağmen sustuklarımı. Adeta görünmez gibi yaşıyor, her gelenin yükünü sırtlanıyordum. Kimileri de kendi derdime dert katıyordu, daha çok acıyordu canım. En çokta kaçtıklarım şekil değiştiriyor yine beni buluyordu. Hem de daha ağır daha zor bir şekilde. 
Yaşadım işte. Tüm kayıplara, eksiklere, kırgınlıklara, zorluklara ve küslüklere rağmen yaşadım. Geçmişi değil, bugünü yaşadım. Kendimi daha çok ezdim, büzdüm, küçülttüm ve yine de sığdım yüreğime. Yüreğimdeydim ben hep. Yalnızdım, sessizdim, suskundum, kırgındım. Korkuyordum gerçeklerden, kalbimin bir kez daha kırılmasından, nefesimin kesilmesinden korkuyordum.
Hala yüreğimdeyim. Duygusuzum, hissizim, kimsesizim. Bu yüzden kaçtım her yerden, herkesten. Ne zaman dönmeye heveslensem bir gerçek daha karşımda dimdik duruyordu. Gelemedim. Biliyorum, belki çoğu şey eksik olacak ama iyi olacak. İnanıyorum çünkü. İki elimi açıyor “hamdolsun, buna da şükür” diyorum.
Dönüyorum buralara, bazen böyle dökersem içimi şaşırmayın lütfen. Kalemime konuşup, kağıdıma dökülürdüm hep.


Teşekkür ederim, her gün sayfamı ziyaret edenlere, yine de benimle burada kalanlara.
Yeni yazılarda, güzel günlerde, mutlu yüreklerde görüşmek üzere...

2 yorum: